Azerbaycan'a gittiğimde ilk yurt dışı seyahatimdi bundan 5 yıl önce. Yalnız seyahat edecektim, tabi doğal olarak da baya heyecan vardı. Sonuçta, yüzlerce kilometre yol katedecek, ülke dışına çıkacaktım.
O zamanlar Avrupa yakasında oturuyordum. Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinden çıkış yapacaktım. harç pulu, çıkış yolu derken uçağa son anda yetişmiştim. Neyse zor da olsa uçağa bindim ve ilk yurt dışı seyahatim başlamış oldu.
İner inmez pasaport kontrolünden geçip üzerimdeki dövizleri Azeri parası olan Manata çevirdim. Bildiğiniz gibi Azerbaycan'a vizesiz sadece pasaportunuzla giriş yapabiliyorsunuz. Nereye gideceğimi biliyorum ama nasıl ve ne ile gideceğimi bilemiyorum. Taksi tutsam beni kandırırlar, şehir turu yaptırırlar mı dalan diye düşünüyorum. Ancak bütün kuruntularım boşa çıktı. Çünkü Azeri kardeşlerimiz öyle yardımsever, cana yakın ve misafirperver ki bu düşüncelerimden dolayı utandım.
Bi keresinde hala hatırlıyorum. Gene taksiye binmiştim. Şimdi var mı bilmiyorum ama o zamanlar buradaki gibi taksilerde taksimetre yok. Şurası ne kadar diyorsun, ücreti söylüyorlar ödüyorsun ve iniyorsun. Taksici kardeşimiz inerken benden para almak istemedi. " Nasıl alayım, Türkiye'den gelmişsin bizim misafirimizsiniz" diye söyledi. Ben de tabi ki ücreti alması gerektiğini söyleyerek teşekkür ettim ve ödeyip indim.
Yemek kültürümüz de çok benzer ancak bir sabah kahvaltıda daha önce görmediğim bir sos gibi bir şey denemek istedim. Keşke denemez olaydım. Bu yakıcı mı desem, tuhaf mı desem tat çok kötüydü.
İnsanları gerçekten çok cana yakın ve itiraf etmek gerekir ki Türkiye hayranlığı var. Konuşmaları bizimkine çok yakın ve anlaşılır ancak ben bazı farklı ve bana ilginç gelen kelimelerden bahsetmek istiyorum. "Möbel, mobilya, men, ben , yahşi, iyi, kapıcı, kaleci , aparmaq, alıp götürmek, danışmaq, konuşmak, harada, nerede, haradan, nereden, kişi, erkek, öz, kendi, zeng elemek, telefonla aramak, xahiş edirem, rica ederim ve en ilginci de düşmek, düşürmek inmek indirmek demek.
Bakü, Azerice Bakı Metropoliteni, gerçekten büyük ve güzel bir şehir. Bildiğiniz gibi Hazar denizinin yanında. Şehir içi ulaşımda metroyu kullanmıştım, bir kart ile biniliyordu.
Son olarak, yurt dışında ancak kendi evinizde gibi hissedebileceğiniz, doğalsa doğal, tarihi ise tarihi güzellikleriyle, öyle vizeyle falan uğraşmayacağınız bir seyahat istiyorsanız, Baküye mutlaka uğramalısınız. Buradan bu yazı aracılığıyla Bakü'deki tüm kardeşlerimize selamlar...
süpersinizz
YanıtlaSilteşekkür ederim :)
Sil